Stratejik açıdan son derece önemli bir konumda bulunan Hürmüz Boğazı, dünya ekonomisi ve enerji güvenliği için kritik bir rol oynamaktadır. Iran Meclisi’nin kapatma kararı, boğazın önemini bir kez daha vurguluyor ve bölgedeki jeopolitik gerilimleri arttırıyor. Uluslararası toplum, bu tür kararların küresel istikrar üzerindeki potansiyel etkilerini yakından takip ediyor. Boğazın gerçekten kapanması durumunda, dünya çapında enerji krizleri ve ekonomik sıkıntıların meydana gelmesi bekleniyor.

Şu Anki Durum: Tehdit mi, Fiili Kapanma mı?

İran medyasında yer alan haberlere göre, İran Meclisi Hürmüz Boğazı’nın kapatılmasını onayladı ancak karar henüz Milli Güvenlik Yüksek Konseyi tarafından onaylanmamış durumda ve fiili bir kapanma gerçekleşmemiştir. Bu durum, İran’ın bölgedeki gerginliği arttırma ve uluslararası alanda gücünü gösterme çabaları olarak yorumlanmaktadır. Boğazın kapanması durumunda, dünya petrol ticaretinin büyük bir bölümünün sekteye uğrayacağı ve küresel ekonomide ciddi dalgalanmalar yaşanacağı öngörülmektedir.

Hürmüz Boğazı Neden Bu Kadar Önemli?

Hürmüz Boğazı, Basra Körfezi ile Umman Körfezi’ni birbirine bağlayan stratejik bir su yoludur. Dünya petrol ticaretinin % ve % arasının bu boğazdan geçmesi, onu küresel enerji güvenliği açısından hayati bir nokta haline getirmektedir. Suudi Arabistan, Irak, İran, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar gibi önemli petrol ve doğalgaz üreticisi ülkeler, enerji kaynaklarını uluslararası pazarlara bu boğaz aracılığıyla ulaştırmaktadır. Bu yüzden, boğazın kapanması veya güvenliğinin tehdit altında olması, dünya ekonomisinde yıkıcı sonuçlara yol açabilir. Ani petrol fiyat artışları, tedarik zinciri kesintileri ve jeopolitik gerilimler gibi durumlar ortaya çıkabilir.

Hürmüz Boğazı Hangi Ülkeleri Birbirine Bağlar?

Hürmüz Boğazı, coğrafi olarak İran ile Umman arasında bulunmakta ve Basra Körfezi ile Umman Körfezi arasında bir bağlantı sağlamaktadır. Bu bağlantı sayesinde Basra Körfezi’nde yer alan Suudi Arabistan, Irak, İran, Kuveyt, Bahreyn, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler, petrol ve doğalgaz ihracatlarını Hint Okyanusu ve ardından dünya pazarlarına ulaştırabilmektedir. Boğazın stratejik konumu ve dar yapısı, onu uluslararası deniz ticaretinde kritik bir geçiş noktası haline getirmektedir.